Çarşamba günü geldi. Kura için spor salonunda toplandık. 470 kişi kura çekecekti ve 250 tane istanbul vardı kurada. Korkum istanbul ve ankara çekmek. Sırayla kuralar çekilmeye başlandı ben 270. çektim. 11 -12 derken neredeyse iki kişiden birisi istanbul diyip yüzünü asıyordu. Sıra bana geldi. Benden Önceki ismi okunduğunda o da istanbul çekti. Benim ismim okundu. Bismillah çekip fanusa baktıp en üstteki kurayı aldım. Plastiğini çözdüm ve açtım. Kendimi istanbul demeye şartlandırmıştım ki DİYARBAKIR dedim 🙂 Hem şark görevi hemde 400 tl fazlası var. İlk başta içimde burukluk oluştu ama arkadaş çevremi şimdiden oluşturdum. Neredeyse evi bile ayarladık. İlk başta polis evinde kalacağız. 2 yada 3 kişi çıkarım eve çıkarsam. Fazlası zarar. Belkide yalnız. Zamanla herşey olur. Allahım şurası olsun demedim sen hayırlısı ile ver dedim. Aklımda hep nasibime razı olmak vardı istanbul çeksemde. Çok şükür diyarbakıra gidiyorum. Büyükşehir. İmkanlarıda var. Nasipte kaderde ne varsa onu yaşayacağız. 2 sinde çarşamba günü yeminden sonra bergamaya döneceğim. 15 gün meyil sürem var. Biraz tatil yaparım. Zaten uzun bi süre bergamaya dönemem gibi gözüküyor.
Yine yazıma son verirklen şu şarkıyı dinlemenizi isterim.
Zaman düşer ellerimden yere
Oradan tahta boşluğa
Saatler çalışır izinsiz hep bir sonraya,
Resimler sarı güneşsizlikten, duygular değişir
Dostlar dağılır dört bir yana, kendi yollarına
Ve sen ben, değirmenlere karşı bile bile birer yitik
Savaşçı,
Akarız dereler gibi denizlere, belki de en güzeli böyle…
Uçurma uçar sözlüğümden, geri gelmeyecek bir kuş
Yaşanmamış kırıntılar sadece bir düş.